Et – Tevvab

tevvab

ET-TEVVAB: Kulun işlediği günahları bağışlayan. İn­sanın işlediği günahın cinsine, miktarına, büyüklük veya küçüklüğüne bakmadan bağışlayan; bağışlamak için fır­sat arayan ve zaman tanıyan, bütün tövbeleri çokça kabul eden bütün günahları bağışlayan…

“Derken, Âdem (vahy yoluyla) Rabbinden birtakım kelimeler aldı, (onlarla amel edip Rabbine yalvardı. O da) bunun üzerine tövbesini kabul etti. Şüphesiz O, tövbeleri çok kabul edendir, çok bağışlayandır.”(Bakara, 2:37)

“Mûsâ, kavmine dedi ki: “Ey kavmim! Sizler, buza­ğıyı ilâh edinmekle kendinize yazık ettiniz. Gelin yara­tıcınıza tövbe edin de nefislerinizi öldürün (kendinizi düzeltin). Bu, Yaratıcınız katında sizin için daha iyidir. Böylece Allah da onların tövbesini kabul etti. Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir, çok merhametlidir.” (Baka­ra, 2:54)

Kendisine ortak koşanları bile affeden yüce rabbimiz, bizi ortak koşmak muhafaza buyursun ve diğer günahları­mız da mağfiret eylesin…

“Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş kimseler kıl. So­yumuzdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl. Bize ibadet yerlerini ve ilkelerini göster. Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merha­metli olansın.”(Bakara, 2:128)

Şüphesiz Allah’tan başka tevbeleri kabul edip, kulun gü­nahını bağışlayacak kimse yoktur. Günahının farkında ola­rak bir insan ne zaman Allah’a tevbe edip ellerini açsa, Onu bağışlayıcı olarak bulacağında şüphe yoktur. Bu konuda bir sınırlama da söz konusu değil, tevbe edip kararlılık göster­me ve durumunu düzeltme istenmektedir:

“Ancak tövbe edip durumlarını düzeltenler ve ger­çeği açıkça ortaya koyanlar (lânetlenmekten) kurtul­muşlardır. Çünkü ben onların tövbelerini kabul ederim. Zira ben tövbeleri çok kabul edenim, çok merhamet edenim.”(Bakara, 2:160)

Defalarca işlediğimiz günahlar ve defalarca edip tuta­madığımız tövbeler de bizi Allah’tan ve ona tevbe etmek­ten uzaklaştırmasın. Nitekim Hz. Ebu Bekir (r.a)’den rivayet edilen bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “İstiğfar eden kimse günde 70 (yetmiş) kere de tevbe- sinden dönse günahta ısrar etmiş sayılmaz.”

Herkes, bilir-bilmez bu konuyu konuşur ve insanların kalbinde ümit kırar ama Allah’ın Resulü böyle diyor işte. Ay­rıca, Onun kaynağı da Kuran-ı Kerim ve yüce Rabbimiz aynı şeyi şöylüyordu:

“(Ey Resulüm) De ki: “Ey kendileri aleyhine sınırı aşan/aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Allah, günahları tümden affeder. Çünkü O, mutlak Gafur, mutlak Rahim’dir.”(Zümer, 39:53) Hatta kendisi de bize örnek olması bakımından; “Allah’a kasem olsun ki ben, günde yetmiş kere Allah’a istiğfar ediyorum (tevbede bulunuyorum)”31 diyerek, kendisinin günahı olmadığı halde bunu yapmakla, bu işin önemine,

günah işleyenlerin günde 70 (yetmiş) kere de olsa tevbe- den geri kalmamalarına dikkat çekiyor. İmandan başka bir sermayesi bulunmayan ve başka gidecek bir yeri de olma­yan kimse başka ne yapabilir ki zaten…

Hiç ümitsizliğe gerek yok. Zira bakın yüce Rabbimiz şöy­le buyuruyor:

“Onlar, kullarının tövbesini kabul edenin ve sada­kaları alanın Allah olduğunu; tövbeyi çok kabul ede­nin, çok merhametli olanın Allah olduğunu bilmediler mi?”(Tevbe, 9:104)

Allah’ın azametli bir adı olan (El Tevvab) adının hizmet meleği (Mihail) adında büyük bir melekdir. Emri altında 4 yardımcısı vardır. Ve bu yardımcıların her biri de (409) ar me- lekden meydana gelen (409) ar bölük meleğe komuta etmekte­dirler.

Bu adı devamlı anan bir kimseye adın hizmet meleği iner ve hacetini yerine getirir.

Duanın okunuşu:
“Yâ Tevvâb, Ente ettevvab ala men tâbe vel mukarribü il­men etâbe, ve entellezi beseste nuru keremike ala kulubi ttullab, ve entellezi ahyeyte ervahü ehlil ruhi vel meşab, hatta raciü ileyke ve hâdü ileyke bi serairihim., minkel havfü vette’yid ve ileyke meâliil karibü vel bâidü, Es’elüke Allahümme bi nurüttevbeti ve zıyâül evbeti, ve kemalü ra’feti vel rahmeti ve en terzukanil ıyyabe ileyke sirran ve cehran vel vükufü ledeyke hükmen ve emren vahfazni bi keremike hatta la enkahirü ila mühalittefrikati ikaben ve kahren vecbürni bi nazraten minke li enalü sirra kavlike se yec’aiüllahü üsren yüsran…”

Bu azametli ad, kötü amelleri iyiliğe dönüştüren ulu ve uğurlu bir addır. Bu bakımdan, bu adı sıkça anan kimselerin kötülük­leri iyilikle sonuçlanır. Bunun için, insanların bu adı gece ve gündüz zikir etmelerinde büyük bir yarar vardır. Ayrıca bu adın öyle ince ve güzel bir gizliliği vardır ki, bu da insanların vücu­duna dadanan haşerelere karşı olan etkisidir. Bu haşerelerden bu adı anarak kurtulmak çok kolaydır.

Bu adın sayıca kıymeti 409 dur. Ve dikdörtken tek bir sayıdır. Parçası eksiktir. Bu sayı (Hakim) adının işaretidir. Bu sayı ayrıca başlangıca geri dönmek için (Sebuh) adının da işaretidir. Çünkü tövbe eden kimsede teşbih nurları parıldar. Bu adın har­flerinin adı 530dur. Ve Allahın (Refi-Kuddus) olan iki yüce adının işaretidir.

Bu adın nurlu ve hikmet sahibi kimselerin kullandığı vıfkı aşağıda görülmektedir.

tevvab_vefk

ET-TEVVÂB isminin zikri (409) adettir. Zikrin saati Müş­teri; günü Perşembe’dir. Perşembe sabah erken gün doğar­ken ve ikindi sonrası. Gece okumaları için de tam gece yarısı okunabilir.

1. Bu ismin zikriyle meşgul olup Duhâ (kuşluk) nama­zından sonra (300) defa okumaya devam edenlerin gönlü nurlarla dolar, duası ve tevbesi kabul edilenler sınıfına dahil olur; kötü huylarını bırakır; Allah’tan istediği her şeye kısa zamanda kavuşur.

2. Her gün (409) defa okumaya devam eden, ne kadar günahkar olursa olsun, Cenab-ı Hak, onu bağışlar. Üzerinde bulunan kötü huyları iyi huylara dönüştürür.

3. Geçim sıkıntısı çeken kimse, her gün (667) defa, “Ya Rahîm Ya Tevvâb” şeklinde okuyarak zikrine devam etse, kısa zamanda manevi huzura eriştiği gibi, hiç ümit etmedi­ği yerlerden maddi destekler görür ve sıkıntılarından kurtu­lup bolluğa erişir.

4. Kendisine saldırıda bulunan bir düşmana 10 (on) kere okunsa, zulüm ve saldırıdan vazgeçer.

error: emeğe saygı lütfen !!