Esma'ül Hüsna ile ilgili en detaylı bilgi kaynağı…
EL-MUSAVVİR: Her varlığa en uygun şekli veren, farklı suretlerde yaratan, tasvir eden, şekillendirip biçimlendiren..
EL-HALIK isminde de değindiğimiz gibi, yoktan, hiç örneği olmadan var eden ve yarattıklarına en uygun şekli veren, güzel ve uyumlu yaratan yüce Allah, tasvirde de eşi-benzeri olmayandır.
“O, yaratan, var eden, varlıklara şekil veren Allah’tır. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanlar O’nun şânını yüceltmektedirler. O, gâlib olan, her şeyi hikmeti uyarınca yapandır.” (Haşir, 59:24)
İnsandan hayvana, bitkiden ormana, dağdan denize, taşa, toprağa ve ondan uzaydaki cisimlere kadar sayısız varlıklar yaratan yüce Allah, sonsuz ve sınırsız bir ilim ve kudrete, bir tasavvur gücüne sahiptir ki, yarattığı şeylerin hiçbirinde bir uyumsuzluk, bir biçimsizlik yoktur. Varlıkların guruplarında kullandığı malzemeler genellikle aynı olmasına rağmen, hiç biri diğerine benzemez, ama tamamen de başka bir şey değildir. Ne aynıdır, ne de gayrıdır. Buna rağmen birini diğeri ile karıştırmaya da meydan vermez.
Eğer şimdiye kadar yapmamışsak, şöyle aynanın karşısına geçip bir bakalım ve bize verilen organların yerli yerinde olup olmadığını düşünelim. Mesela; diyelim ki, gözlerimizin yerini beğenmedik.. Acaba nereye koyulması daha uygun olurdu? Onları, şu andaki bulundukları yerden başka bir yere koyma veya yerleştirme imkânına sahip olamayacağız. Çünkü birazcık düşünürsek, şu anda en uygun yerde bulunduklarını anlayacağız. Ağzımız için düşünürsek, yine aynı şey karşımıza çıkacak..
Kaşıkla aldığımız sıvı ya da katı bir yemeği cebimizin yanında bir yerde veya göbeğimiz civarında bir yerlerde bulunan ağzımıza koymayı hiç düşündük mü acaba?
Elbiseyi kaldır, altını üstünü bezlerle besle, dökmemek için azami dikkat ve eğilme, masa yerine yerlere uzanmayı veya yan yatmayı tercih etme, birinden yardım isteme vs.. Hayali bile insan gülünç geliyor…
Elbette öyledir, çünkü bulunduğu yer en uygun yerdir. Çünkü önce göz, gelen yemeği ciddi bir memur olarak kontrol eder, içinde yabancı bir şey var mı yok mu bakar.. Sonra burun koklar, eski mi yeni mi, bayat mı, taze mi diye.. Bunların doğru çalışmadığını farz edelim, ağız hepsinin namına bu kontrolleri tek tek yapar ve hoş olmayan, ters bir durum varsa, hemen haber verir. Ağızdan geçse mideden geri döndürülür…
Demek ki mekanizma tam işliyor ve her şey yerli yerine koyulmuş.. “Musavvir” olan yüce Allah, her şeyi en iyi şekilde tasvir edip güzelce yerli yerine koymuş.. Hem de müthiş bir aksesuar uyumluluğu ve zevki içinde.. Adeta bir antika sanat eseri olarak yapmış her azayı, her organı ve ona göre yerleştirmiş.. Ancak sadece birer aksesuar veya süs olarak değil, zorunlu görevleri de uyumlu hale getirmiş…
Keza, başımızı ve başımızda bulunan diğer organlarımızı.. Ellerimizi, ayaklarımızı, parmaklarımızı ve diğer organlarımızı, bu şekilde küçük bir tefekkür örneği olarak düşünelim ve yaratıcımıza şükredelim…
Boya göre verilen eller ve ayaklarla, yaşa göre kazandırılan olgunluk ve gücü düşünelim bir kere… Allah ne mükemmel ve ne güzel yaratmış!
İşte müminlerin Allah’ı takdir ifadesi, müminin hissiyatı ve Rabbimizin bunu bize anlatması. Hz. Musa’nın dilinden naklediliyor ayet. Firavun ona soruyor:
– Ey Musa! Sizin Rabbiniz kim?
“Musa: “Bizim Rabbimiz her şeye şeklini veren, sonra da yolunu gösterendir” dedi. (Taha, 20:49)
Şu ayetlere bakmak insanın aklını sarsmaya ve düşünce yapısını yeniden şekillendirmeye yetiyor:
“O’nun ayetlerinden (kudretinin delillerinden)dir ki, sizi bir topraktan yarattı. Sonra da siz şimdi yeryüzünde dağılıp yayılan insanlar oluverdiniz.
Yine O’nun ayetlerindendir ki, sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratmış, aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır.
Yine göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve renklerinizin farklı oluşu da O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda bilenler için nice ibretler vardır. Yine gecede ve gündüzde uyumanız ve lütfundan nasip aramanız da O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda dinleyecek bir kavim için nice ibretler vardır.
Yine O’nun ayetlerindendir ki, size hem korku ve hem de umut vermek için şimşeği gösteriyor. Ve gökten bir su indiriyor da onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat veriyor. Şüphesiz ki bunda aklını kullanacak bir kavim için nice ibretler vardır.
Yine göğün ve yerin, emriyle durması da O’nun ayetlerindendir. Sonra sizi bir tek çağırışla çağırdığı zaman bir de bakarsınız ki (yerden diriltilip çıkarılıyorsunuz).” (Rum, 30:20-25)
Renkler, ırklar, ayrı ayrı ve çeşit çeşit diller, sesler sedalar, desenler… Sadece insanlardaki dayanılmaz güzellikler ve uyumluluk değil, hayvanlarda da aynı güzellikler var. Hatta onlarda daha değişik güzelliklerin olduğunu görmekteyiz ve bunun bizim için yaratıldığını söylüyor yüce Allah. Bizim ve bize verdiği gözün zevkini okşamak ve ruhun rahatlamasını sağlamak için… Yerle gök arasındaki uyumluluk da, denizler, göller, ırmaklar ve içindekiler de öyle…
Bütün evren ve içindeki her şeyde mükemmel bir uyumluluk var ki, bunlar bilen ve tasvir eden, tasvir ettiğini yaratan, sonsuz ilim ve kudret sahibi yüce Allah’a mahsustur…
Hak Teâla’nın Musavvir adını sürekli olarak anan kimseler gerekli kolaylık ve başarılara mazhar olurlar. Özellikle kimya ve gıda maddelerini hazırlayanlar bu adın ulûhiyetinden çok faydalanmış olurlar.
Bu adın vıfkının bir Cuma veya pişirilmiş bir toprak parçası üzerine yazanlar, bunu üzerinde taşıyanlar yaptıkları her işte başarıya ulaşırlar.
Cezbeli kimseler bu adı sıkça anarlarsa gizli düşünceleri duyar, bunlar kendisine bildirilir. Can ve toprak eşya yapımından çalışanlar Allah’ın yüce adını sık sık anarlarsa işlerinde başarılı olurlar. Ve yaptıkları işlerde kolaylık ve çabukluk kazanırlar.
Bu adın sayıca kıymeti 343’tür. Bu eksik çiftin çiftidir. Eksik ismi 366’dır. Bu ise Hak Teâla’nın yüce iki adı olan (Kerim-Muslih) adlarının işaretidir. 336 sayısı da gizlilikler yolunda gidenler için Allah’ın Kahir adının işaretidir.
Bunun harflerinin sayısı 399’dur ki, yine Cenabı Hakk’ın yüce adlarından olan (Mani-Mükrim’in) işaretlerindendir.
Bu adının Vıfkı yukarıdaki şekildir.
El-Musavvir isminin Ebced değeri (336); Zikir saati Pazartesi Ay’dır.
Pazartesi ay saati ise, güneş doğarken ilk saatlerde 01.00 ve 08.00 yaklaşık ikindi namazı sonrasıdır. Gece okumalarında ise tam saat 06.00’da yani gecenin tam yarısındadır.
1. EL-MUSAVVİR ismini belirtilen miktarda ve sağlam bir niyetle okuyan kimse dilediğini rüyasında görür. Okumayı gece herkes yattıktan sonra yapmak gerekiyor ve önce 1000 (bin) defa “Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd” sonra da 3360 (üç bin üç yüz altmış) kere “YÂ MUSAVVİR”okumak lazım. Ayrıca, bir defa da istediği kişiyi göremezse üç, beş veya yedi tekrar edilmelidir.
2. Bu ismin en büyük özelliklerinden biri de, tıbbın dışındaki birtakım nedenlerden ötürü çocuğu olmayanlara faydalı olması ve bu isminin hürmetine yüce Allah’ın çocuk ihsan etmesidir. Olur mu? Olur.. Yalnız nasıl okunacağı da önemli.
3. Havas alimleri, “Çocuğu olmayan bir kadın 7 gün oruç tutup, iftar anında 21 kere “EL-MUSAVVİR” ismini zikretse kendisine yüce Allah çocuk ihsan eder. Erkek üç gün oruç tutup iftar anında 21 kere bu ismi bir bardak suya okuyup üflese ve içse, yüce Allah bu isminin bir gereği olarak o erkeğe çocuk ihsan eder” demişlerdir.
4. Bu ismin zikrine her gün 365 defa dikkatle ve itina ile devam eden kişi, yüksek ruhani varlıklarla ilişki kurup onlarla görüşebilir, yani onlar özel olarak görünebilirler. Daha kolay ve çabuk bir irtibat için ise Havas alimleri, “YA HÂLIK, YA BÂRİ, YA MUSAVVİR” isimlerinin birlikte okunmalarını tavsiye ediyorlar.