Esma'ül Hüsna ile ilgili en detaylı bilgi kaynağı…
EL-MELİK: Bütün mevcudatın gerçek sahibi ve tek hükümdarı. Sözlükte, sahip olmak, istila etmek, kuvvetli olmak, yoğurmak, hükmetmek, kontrol etmek, irade gibi anlamla gelir.
“De ki: İnsanların kalplerine vesvese sokan, (insan Allah’ı andığında) pusuya çekilen cin ve insan şeytanının şerrinden insanların Rabbine, insanların Melikine (mutlak sahip ve hâkimine) insanların ilâhına sığınırım!”(Nas, 114:1 -6)
Allah’ın “Melik” ismi de diğer isimleri gibi aynı zamanda bir sıfattır. Bu sıfat O’nun, varlıklar âleminin tek sahibi olduğunu gösterir. Çünkü var olan her şeyi Allah yaratmıştır, o var etmiştir. El-Melik, sahip, kral, padişah, hükümdar gibi anlamlara da gelir.
Bizim gördüğümüz veya göremediğimiz her âlemin ve içinde yaşayan varlıkların her birinin tek yaratıcısı ve tek sahibi Allah’tır. Yaşadığımız evrenin ezelî ve ebedî hükümdarı, Kralı, Padişah-ı Zü’l-Celâli de O’dur. İçindeki bütün yıldızlar, galaksiler, nebülözler, dev cüceler, ak cüceler, kara deliklerle birlikte uzay ve kâinat, insanlar, hayvanlar ve bitkiler, paralel evrenler ve göremediğimiz âlemlerde yaşayan bütün ruhaniler; melekler, cinler, şeytanlar ve diğer ruhaniler ve daha bilemediğimiz pek çok varlık Allah’ın hükümranlığında ve emri altındadır. Sayısız âlemlerin mülkünü ve idaresini elinde bulunduran ve buralarda hüküm süren olağanüstü düzenin hayat bulmasını sağlayan yalnızca âlemlerin Rabbi olan Allah’tır.
Bütün bunları bilip durmakta olan insanın; gücü, kuvveti, kudreti ve saltanatı sonsuz olan Yüce Allah’a ve yegâne yaratıcımıza tabi olmaktan çekinmesi, ona asi olması ve kendini başıboş zannetmesi mümkün değildir. O zannetse de iş öyle olmayacak, insan başıboş bırakılmayacaktır:
“İnsan, kendisinin başı boş bırakılacağını mı samyor?”(Kıyamet, 75:36)
Eğer başıboş bırakılıverseydik halimiz nice olurdu? Bu dünyada ahlak ve maneviyatın ne önemi kalırdı. Mazlumlar ve masumların iniltileri ne olacaktı. Sorumluluk olmasa ve neticesinde bir sevap veya günah, bir hesap, bir ceza veya mükâfat olmasa hayat ne işe yarardı ve daha önemlisi, nasıl yaşanırdı?
Hayatı güzel ve yaşanılır kılan sorumluluktur. Hesap ve karşılıktır. Ceza ve mükâfattır. İşte bu yüzdendir ki; Bediüzzaman’ın dediği gibi, “İnsan, yuları boynuna dolanıp da istediği yerde otlamak için salıverilmiş bir hayvan gibi değildir.” İnsana, “konuşan hayvan” diyen felsefeciler de vardır ama biz onu sadece canlı ve yaşayan, hayvanın anlamı da zaten hayat sahibi demektir ki, o şekilde ve o anlamda kabul edebiliriz. Aksi halde insana “hayvan” diyen, hayvan gibi bir yaşantı tarzını seçmesi için demişse bu, en hafif deyimiyle, halt etmektir! Çünkü Allah (c.c), her şeyden haberdar olan, her şeye güç yetiren ve her şeyi görüp gözeten, duyup dinleyendir; her söyleneni işitendir. Hal böyle iken, bunu bilen bir insan, kendisinin yaratana karşı sorumlu olduğunu da bilmeli ve ona göre yaşamalıdır. Binaenaleyh, müminlerin içinde bulundukları bu düzenin tek bir sahibinin olduğunu bilmeleri, onları sorumluluk sahibi yapmıştır ve yaptıkları her işte, her şeye ve herkese hakim olan, her dilediğini yerine getiren Allah’a yöneltmiştir. Bu konu ile ilgili olarak Kuran’da haber verilen ayetlerden birkaç tanesi şöyledir:
“O Allah ki, O’ndan başka ilah yoktur. Melik’tir; Kuddûs’tur; Selam’dır; Mü’min’dir; Müheymin’dir; Aziz’dir; Cebbar’dır; Mütekebbir’dir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok Yücedir.” (Haşir, 59:23)
“Göklerde ve yerde olanların tümü, Melik; Kuddüs; Aziz; Hakim olan Allah’ı teşbih eder.” (Cum’a, 62:1-4)
El Melik adı da Cenabı-ı Hakkın yüce adlarından biridir. Bu adın hizmet meleği (Fasil) adında bir melaikedir. Emrindeki Meleklerin elbiseleri yeşil renktedir (Fasıl) Rahman meleklerinin en ulusudur. Dört büyük kumandanı vardır. Her kumandan 131 meleğe komuta etmektedir. Bu 131 meleğin her birinin 131 meleği vardır.
Kullardan bir kişi (El Melik) adını süresiz anarsa, bu adın meleği o kimseye görünür ve ne dileği olduğunu sorar ve yerine getirir. Ancak, bu dilek hayırlı bir iş için olsun. Eğer hayırsız bir iş için dua edilmişse, zaten Melek gelmez, üstelik de o kul bu yaptığı yersiz ağrının zararını malından ve nefsinden öder. Bu adla yapılacak olan dua şudur:
Duanın okunuşu:
“Ya Melik entellezi melekte likâbül bil kuvveti galibe. Yel kadre tül kahire-ve ente Kahharül Mütâk vel emlak züd maaıici vel eflâk ta’tİ biıreke limen ilteee ve ileyke. Eselüke bima has-sattahü fi melekutike ve bima bessestehü fl ceberuti ve bima ise’serte bihi fi avalimi kudati lahatike ve bima gayyebtehu an idrakti ukuli fl sim behemati rahmetike ve bima edinçte fl sun sırrıkefi tayyı) kerabiyvetil mevzuneti ve bima fassafte minel rumuz i vel imai. Fi envali keyfivyetül mahzuneti fi bahınt bütünü nezleti en tahfuzani bi htfzıkel menli min esvatül ve ne-gamatihi ve hemezatihi ve men hüve ecseren bi el harisüllezi ecala elhavre şevren vel bahre berren vel nefaderran ve taftafa tabakatüha ve suume mıkvehü ve keydehü ya men kâne Arşehü alel mâi. Ala ma alimehu ve kürsiyü futuha ala hasbi. Erzikni ve lütflket amimi ve keremikel cesimi nisbete malikü envarül maarif ve ekrimni bi kelimatike) tammati fll mahya vel mematilî enalü izze menahikel maarifi vel avartfi ve erzukni minkel irfan fi nefsil vahdeti ve müiken la yezülü vasfen min esvafikel kadimeti vasfen la yeh ulü ve kalemen mtn limikel ezeli bi zalike la yaksurü vela yetulü alel hamleti vel tafsil ya kerim. Ya Çelil ve hasbünedlahü ve nimel vekil.Es elüke süale abdin haşiin miskinin hadiin ve talibün tamiün ihrcaül kesiri minel kaliti vel sahihi minel alili vel nefü minel Celili vel vecizü minel tavil vel kerrareti vel mazzareti ya men lehül halku vel emrü bed ehü ve avdehu bi ilmike vel keşfü vel ilmü şayben ve şehâdeten ya Rabbel âlemin. “
(El-Melik) adı, devlet büyüklerine, milletleri idare edenlere yarayan bir addır. Bu adın vıfkı şekilde görüleceği gibi, 3 x 3 santimlik 9 hanelidir.
Bu vıfkı altın bir levha üzerine kazıtarak, aşağıda yazılı olan (Ali İmran süresinin 26. Ayeti) ile birlikte yazıp, üzerinde taşıyan bir kimse, insanların gözüne heybetli ve vakur olarak görünür ve onlara her sözünü geçirir.
Bu ayeti şudur:
Kulillâhumme mâlikel mulki tû’til mulke men teşâu ve tenziul mulke mimmen teşâ’(teşâu), ve tuizzu men teşâu ve tuzillu men teşâ’(teşâu, bi yedikel hayr(hayru), inneke alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).
Meali şu şekildedir:
“De ki: “Ey mülkün sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden de mülkü çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.”
Ayrıca, (Abdulmelik) adını taşıyan kimseler, Melik adını sıkça anmak suretiyle, Allah’ın lütuf ve bağışını kazanmış olurlar. Bu üçlü vıfkı güneşin şerefli bir saatinde yine altın bir varak
üzerine kazıyıp, üzerinde bulundurarak, büyük bir devlet adamının ve ya herkesin korkup çekindiği izalami ve zorba bir kimsenin karşısına çıktığında, o kimse dut yemiş bir bülbüle döner, susar ve boynu bükük kalır.
Tarihte bunun bir örneği de vardır. Ünlü Eflatun bu tılsımı taşıyarak, bir güm vahşi de arslanların önüne çıkar, Arslanlar Eflatun’u görünce , ona saldıracakları yerde , ters yüzüne döner ve ondan kaçarak uzaklaşırlar.
Bu adın sayı kıymeti 90’dır.Sayı mertebelerine göre düzenlenen adlardır.Çift ve tek sayılardan oluşan dikdörtgendir.Parçaları ise 44’dür.Bu ad Allah’ın ( El –Baki) adının işaretidir.
Harflerinin sayısı 63’tür. Ve Allah’ın ( Mucib-el Da’va ) adına işarettir.Bazı bilginler bu adın vıfkını şekilde görüldüğü gibi çizmişlerdir ki , doğrusu da budur.
Daha doğrusunu Allah bilir.
El-Melik isminin zikri (90) adettir. Zikir saati Utarit; zikir günü Çarşamba’dır.
Utarit saati Çarşamba günü, sabah güneş doğarken, ikindi namazından sonra ve gece yarısıdır ki, bu saatlerde okunabilir.
1. Devlet başkanlarının ve diğer idarecilerin gönlünü kazanmak, güç ve iktidar sahibi olmak ve onların yanında kabul görmek, sözü dinlenir olmak isteyen kimseler, bu ismin zikrine devam etmelidir.
2. EL-MELİK isminin zikrine devam eden ve virt edinip sürekli hale getirenler, her türlü idareci ve yetkililerin yanında sayılan, sevilen ve yokluğunda aranan, sözü sohbeti dinlenen kişi haline gelirler.
3. Zeval vaktinde yani güneş tam tepeden meyletmeye başladığı anda 100 zikrine devam eden kimse, dünyevi üzüntülerden, gam ve kederden kurtulur.
4. Fecirden yani sabah namazından biraz önce 120 kere okuyarak zikrine devam eden kimseler, fakirlik çekmeyeceği gibi, maddi manevi zenginliklere ulaşır.
Malik-i hakiki olan Allah’ın bu ismi, her şeyi kendisinden istemek için büyük bir fırsattır. İnsanlara el açıp yalvaranlar, onlardan istedikleri şeylere karşılık, şereflerinden, izzet ve onurlarından kaybetmekten ve aşağılayıcı bakışlar altında ezilmekten ve yüzsuyu dökmekten başka bir şey elde edemezler. Ancak Allah’a yapılan dualar ve niyazlarla ondan istenen şeyler insana, hem şeref ve izzet kazandırır hem de istediklerini elde ettirir. Çünkü neticede sana ulaşacak olan şey, bir insanın eliyle olsa bile veren ve karşıdakinin kalbini yumuşatıp sana karşı yönlendirip verdiren yine Allah’tır.
Bu nedenle direkt olarak Allah’tan istemek, daha kısa ve zahmetsiz, minnetsiz yolu tercih etmek demektir.