Esma'ül Hüsna ile ilgili en detaylı bilgi kaynağı…
EL-MECÎD: Azameti, büyüklüğü, hakimiyeti, şanı, şerefi ve kadri sonsuz ve yüce; ihsan ve keremi geniş olan.
“Şanı büyük ve yüksek Arşın sahibidir; Mecid (pek Yüce)dir.” (Bürûc, 85:15)
Allah (c.c.) bütün mahlukatın ve bütün evrenin sahibidir, yaratıcısıdır. Buna göre bu kadar büyük ve geniş hatta sonsuz ve sınırsız diyebileceğimiz kadar büyük ve geniş olan kainata hükmetmek de o kadar güç ve kuvvet, kudret ve ilim ister, işte yüce Allah bunun sahibi. Küçük ve basit bir mülkün sahibi hatta emanetçisidir ki, biz gene sahibi sayalım; küçük ve basit bir İşe, iş yerine veya bir eve sahip olanların bile bazen havasından, geçilmiyor. Makam ve rütbesi geçici ve devlete ait olduğu halde bir görevin başındaki kimsenin de öyle. Bir müdür veya genel müdürse ulaşmak için on kapıdan geçiyoruz. Bir bakan, bir başbakan veya cumhurbaşkanıysa hele ulaşmak hayal olabiliyor. ..
İşte bu yüzden bütün kainatı yaratan, yaşatan, himaye eden, koruyup gözeten ve en ince teferruatına kadar bakim ve görümünü yapıp mükemmel işlemesini sağlayan, bütün mülkün sahibi olan Allah’a “Rabbim!” dediğimiz zaman hadiste ifade edildiği gibi, Rabbim dediğimiz zaman “Buyur kulum” diyor. Ulaşması da dertleşmesi de söyleşmesi de istemesi de vermesi de zor değil ve tekellüfü değil… Hele hele insanı küçümseyip aşağılaması hiç yok, her dua edeni duyar ve herkesi dinler, herkesin ve her şeyin bütün istek ve ihtiyaçlarına cevap verir…
Şimdi bu gözle bakalım kainatın sahibine: Elbette ki şanı şerefi yücedir. Elbette ki azameti sonsuz, kudreti sınırsız ve ihsanı, ikramı boldur…
Bu yüzden onun şanı tüm kâinatta kendini apaçık delillerle göstermektedir. “O’nun şanının Yüceliğini tanımayan hiçbir insan hiçbir varlık yoktur. O’nu inkar edenler, “inanmıyoruz” diyenler bile, Onun yarattıklarına şahit oldukları İçin aslında gücünü ve şanını tanıyıp bilirler. Ancak içlerindeki büyüklenme arzusu sebebiyle inkar ederler.”
“Allah’ın kainatta yarattığı muhteşem güzelliklerde, kusursuz sistemler de O’nun şanına yaraşır şekildedir. Gökyüzünde tonlarca ağırlığında su taşıyan bulutlar, milyonlarca ışık yılı uzaklıkta bulunan yıldızlar, büyük bir gürültüyle ve İnanılmaz bir güçle akan şelaleler, uçsuz bucaksız genişlikteki okyanuslar, zirvesi karlarla kaplı olan binlerce metre yükseklikteki dağlar, içinde birbirinden değişik renkte ve seste sayısız canlı türleri barındıran ormanlar, Allah’ın yarattığı güzelliklerden yalnızca birkaç tanesidir.”
“Birkaç saniyede bir şehri yerle bir eden deprem, bir anda patlayarak binlerce derecelik ısıdaki lavlarını boşaltan bir volkan, her şeyi önüne katıp götüren sel, düştüğü anda isabet ettiği yere ölüm getiren yıldırım, her şeyi yıkıp geçen bir tayfun yalnızca Allah’ın gücünün göstergelerin- dendir. Allah hepsini şanına yaraşır şekilde yaratmıştır.”
Sayılanlar ve burada daha sayılamayan milyonlarca örnek yalnızca Allah’ın şanının büyüklüğünün evrendeki de- lillerindendir. Onun büyüklüğünü ins-ü cin kabul ve takdir etmektedir:
“Elbette, Rabbimizin şanı Yücedir. O, ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk.” (Cin, 72: 3)
“Dediler ki:”Allah’ın emrine mi şaşıyorsun? Allah’ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir, ey ev halkı şüphesiz O, övülmeye layık olandır, Mecid’tir.” (Hud, 11:73)
Bu azametli adın içinde de yine Hak Teâlâ’nın azametli adının harflerinden bir harf bulunuyor. Bu adın vekili ve hizmet meleği (Retyail) dir. Emri altında 4 komutan melek bulunmaktadır. Bu dört melek de ayrı ayrı (57) meleğe, (57) melek ise yine her biri (57) meleğe emir ve komuta etmektedirler. Bu meleklerin hepsi keramet ve güç sahibidirler.
(El Mecid) adını süresiz anan bir kimsenin halvetine, bu adın meleği iner ve kendisinin ne dileği varsa yerine getirir.
Bu adın duası şöyledir:
Duanın okunuşu:
“Yâ Mecid! Ente-llezi mecette zateke bi celâili sıfâtüke, ve ente-llezi azume cenâbeke, lekel kudretü-ttammetü vel Ayetül âmmetü, ta’ti menhüke bi gayri avadin ve istihkak ve entel müteali fi uluvvi şe’nüke alel itlak. Es’elüke bi celali echükel kerimi ve kerimü mecdüke en terzukani min cezili ataüke ve en tekşifü anni Melaüke vec alni şerifü-zzati, kafilü-ssıfati hüsnül fiali kesirül nevali, verfa’ni ila zirvati-ttevhidi vel vahdeti, vec alni fi kıyami leke ala ekmelül iddeti, inneke ente el raufü-rrahimü…”
Bu şerefli ve azametli adı, genellikle devlet adamları anmalıdır. Devletin üst kademelerinde bulunanalar bu adı sürekli anarlarsa, memleketlerini daha genişletmiş olurlar.
Mecid adını büyük bir vecde içinde anan kimselerin sözleri geçerli olacağı gibi, istekleri de geri çekilmez.
Abdülmecid adındaki kimseler için buad çok yararlıdır.
Bu adı inanarak, doğruluk ve sadakatle ananlar ve buna devan edenlerin Hak Teala bütün işlerini kolaylaştırır. Ve güçlendirir.
Bu adın başkaca bir gizliliği daha vardır ki bu define hazine gibi gizli işaretli bulup anlayıp çözme yetkisidir.
Bu adın sayıca kıymeti 57’dir. Bu yedi sayısı emrinde çalıştığı kimseden kendi karırım kullanıp ayrılabilme iradesidir. 50 sayısı ise, Hak Teala’nın kendisine ait bazı şeyleri sakladığını bildiğine işarettir.
Parçaları 31 eksiktir. Bu da birinci Elifi ve ikamet yerini işaret etmektedir. Ve kelimenin (K) harfinin işaretidir. Harflerinin adları (190) veya (188)’dir. (190) sayısına göre, Hak Teala’nın (Hüvellahü El Vahid-Vacib El Vücud) adını işaret etmektedir. (188)’e göre de yine Hak Teala’nın (Mevla El Kül) adını işaret ediyor.
Bu adın vıfkı aşağıda görülmektedir
EL-MECÎD isminin zikri (57) adettir; zikir saati Zühre; zikir günü Cuma’dır.
Zühre saati Cuma sabah güneş doğarken ve ikindi namazı sonrasıdır. Gece ise 2. Saatte, yatsıya doğru ve tam gecenin yarısındadır.