Esma'ül Hüsna ile ilgili en detaylı bilgi kaynağı…
EL-KAHHÂR: Mutlak galip ve her an kahretmeye muktedir olan, her şeye galip gelen, gücünün üstünde güç olmayan ve bütün düşmanlarını kahreden.
“Ey zindan arkadaşlarım! Ayrı ayrı ilâhlar mı daha iyidir, yoksa mutlak hâkimiyet sahibi olan tek Allah mı?”(Yusuf, 12:39)
“De ki: “Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?””Allah’tır” de. De ki:
“O’nu bırakıp da kendilerine (bile) bir faydası ve zararı olmayan dostlar (mabutlar) mı edindiniz?” De ki: “Kör ile gören bir olur mu? Ya da karanlıklarla aydınlık bir olur mu? Yoksa Allah’a, O’nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma ile Allah’ın yaratması onlara göre birbirine mi benzedi?” De ki:”Her şeyin yaratıcısı Allah’tır. O, birdir, mutlak hâkimiyet sahibidir.” (Ra’d, 13:16)
“O gün yer, başka bir yere, gökler de başka göklere dönüştürülür ve insanlar bir ve kahhar (her şeyin üzerinde yegâne hâkim) olan Allah’ın huzuruna çıkarlar.”(İbrahim, 14:48)
“O gün onlar ortaya çıkarlar. Onların hiçbir şeyi Allah’a gizli kalmaz. Bugün mülk (hükümranlık) kimindir? Tek olan, her şeyi kudret ve hâkimiyeti altında tutan Allah’ındır.’^ Mü’min, 40:16)
Düşmanlarını ezmekte, mazlumları korumakta ve masumları ezip haklarını gasp edenlerden geri alma konusunda Allah’tan daha güçlü ve daha çabuk kimse yoktur. Kendisine yükselen sesleri işitir, sahiplerinin kim olduğunu en ince ayrıntılarına kadar bilir. Masumları ve mazlumları korur, ezdirmez.
Beddualar ve mazlumların ahlarına kulak verir imdatlarına yetişir. Bir hadis-i şerifte: “Mazlumun bedduasından sakının..!” buyrulmuştur.
Başka hadiste ise şöyle denilmektedir:
“Mazlumun bedduasından sakının, çünkü kafir bile olsa, onunla Allah arasında perde yoktur”’8
Yüce Allah, mazlumluk konusunda canı yanan kişinin kim olduğuna bakmaz. Önemli olan onun haksızlığa uğraması ve mazlum durumda bulunmasıdır. Unutmamak lazım ki, Allah, kafir-Mümin, insan-hayvan vs., bütün mahlukatın Rabbidir. Herhangi birisi zulme uğradığı zaman, hakkını almaya gücü yetmiyor da Allah’a müracaat ediyorsa, onun hakkını kahredici gücüyle devreye giren Allah (c.c) alır.
İşte “EL-KAHHAR” ismi de burada devreye giriyor. Özellikle, canı yanan bir kişinin bunu belli bir tertibe ve belli zamanda belli miktarda okuması oldukça tehlikelidir. Çünkü bu isim iki yüzü de keskin bir kılıç gibidir. Şayet kahredilmesi için okunan kimse bunu tam olarak hak etmemişse sahibine geri döner. Bu yüzden Peygamberimiz (s.a.v), hayatı boyunca gördüğü o kadar zulme karşılık, düşmanlarına bile sadece üç defa beddua etmiş, onlar da yerine getirilmiştir. Bu nedenle bu konuya oldukça dikkat etmek lazımdır.
Bu ad da Cenab-ı Hakkın azametli adlarından biridir. Bu adın gücü ve etkisi büyüktür. Bu adı çok sık zikreden kimseler, şehvet hislerinden uzak kalacakları gibi, düşmanlarının da saldırı ve aleyhlerindeki davranışlarını ber taraf etmiş olurlar.
Bu ada hizmet eden meleğin adı (vahyail)dir. Ve kendisine 4 yardımcı melek eşlik etmektedir. Bu dört meleğin emrinde de 308 şar melek bulunmakta olup, bu 308 meleğe de yine 308 melek hizmet etmektedir. Bu meleklerin hepsi çok güçlü ve yok edici kuvvettedirler.
Kahhar adını çokça anarak, bu adın meleğini davet etmek isteyen bir kimse, bunun riyazat şartlarını yerin getirmelidir. O zaman melek hücresine gelir ve dileğini de yerine getirir.
Melek hücreye inince, kendisini davet eden kimseye manevi elbiseler giydirir. Bu elbiseler zahiri ve batini olarak iki tanedir. Bu elbiselerden zahiri olanını gözleriyle görür. Batını elbiseyi giyince de bizatihi, nefsi görmüş olur. Bu elbise nefsin kötülüklerini yok etmeye, kendisine eziyet eden şeyleri ortadan kaldırıp, onu rahatlatmaya hizmet eder. Bu duruma gelince, artık hiç kimse ile kolay kolay konuşamaz. Bu adın duasını da okumayı unutmamak gerekir.
Duanın okunuşu:
“Ya Kahhar, ente-llezi kahherte el cebabire vel feraine bil ihaneti vel izlal…. ve entel-llezi mahavte eserehüm fi-ssahıratı ve reddettehüm ile-nnari, lekel kuvvetli vel kudretül galibetıi vel izzetül şamihatü, kadirün ala ma türidü fil hali vel meal, la mevcud illa ente ve küllü ma ebdeytehü minel mahlukati dahilin tahte tahrike. Ve es’elüke bi dekaiki lütfike el hafiyyü ve ihsanekel vefiyyü en tec al nefsi bi envail imareti mamuretinü, ve Ruhi bi esraril maarifi menşuretün ve kalbi bi hakaiki rekaıki esmaüke ve sıfatüke vahiden leke şahiden, Allahümme, inni es’elüke lataifü birrike ve tevatürü ihsanüke li tükemmel biha nefsi fil efali ve tükmel biha lisani fil ekvali ve entel mühallil lima harremtehü fil edvari ya Kahhar…”
Zalim ve zorba bir kimsenin zulmünden kurtulmak isteyen bir kimse, Hak Teâla’nın bu (Kahhar) ismi ile ona beddua ederse, Cenabı Hak o kişiyi yok etmek olur.
Bu adın vıfkını Merih yıldızının şerefli bir vaktinde, bir kâğıda yazıp üzerinde taşıyan bir kimse, her kimle bir çatışmaya girerse girsin, o çatışmada daima üstün çıkar.
Bu adın tarikata girmiş olan müritlere yararı vardır. Çünkü bu adı zikretmekle nefislerini ve şehvet hislerini körletmiş olurlar.
(Abdulkahhar) adındaki kimseler, bu addan çok yararlanırlar. Bu adın harf kıymeti 311’dir. Sayı kıymeti de 306’dır. Harflerinin adı ise 396’dır. Bu da (Fatır-Muksid) olan Cenabı Hak’kın iki yüce adına işarettir. Bu adının Vıfkı yukarıdaki şekildedir.
EL-KAHHÂR isminin zikri (306); Zikir saati Merih, Salı.
Salı günü Merih saati, sabah güneş doğarken ve ikindi namazı sonrasıdır. Gece okumaları için de tam gece yarısıdır.
1. Gece yarısı ve güneş doğarken zikredenler, düşmanlarına galip gelir ve zulmünden kurtulur. Bu yüzden mazlumlar, üzerlerindeki zulmün kaldırılması için bu isme sığınıp zikrine başvururlar.
2. Bu ismin okunmasında, esmanın miktarının artırılarak okunması, tesirinin güçlenmesine vesile olur. Verilen adetten az okunmaması ise esastır. Bu ismin etkisini görmek için, o ismin kalpte sıcaklığının duyulması şarttır.
3. “EL-KAHHAR” ismi, az önce de ifade ettiğimiz gibi, iki tarafı da keskin bir kılıç gibidir. Bu nedenle, haksız yere kahriye okuyan kimse, kendisi mahvolur. Yapılan bir beddua dua hadislerde anlatıldığı gibi, gökyüzüne çıkar ve hedefini arar, şayet bulmazsa sahibine geri döner.
4. Halka zulmeden, malına mülküne el koyan bir zalim ve zorbanın, yada ırz namus düşmanı bir kimsenin mahvı için, okuyan kimse, bunu, tenha bir yerde ve abdestli olarak, diz çökerek ve kıbleye dönük olarak yapmalıdır.
5. Kahriye okumak için belli şartlar da vardır. Bunlardan biri, önce okunacak kimsenin ıslahı için dua etmektir. Eğer ıslahı mümkün değilse, Allah’a havale etmek en doğrusudur. Çünkü kahriye okumak yapılacak en son iştir.
6. El-Kahhâr ismine ait Havas âlimleri kitaplarında pek çok konuya ait terkipler ve vefkler yapmışlardır. Ancak bunları faydalı bulmadığımız için buraya kaydetmek istemedik. Şu kadar var ki, bu mübarek ismi, sadece başkalarına zarar vermek için değildir, insanın şahsına da pek çok faydaları vardır…
7. Bir pehlivan okumayı alışkanlık haline getirse, rakipleri sırtını yere getiremezler, avukat okusa haklı olduğu bütün davarlı kısa yoldan kazanır, faydalı ve büyük işler yapan biri işlerinde başarılı olur. Zayıf okusa güçlenir. Eşinden kabalık görüp fiziksel müdahaleye uğrayan bir kadın okusa eşi artık kendine kötü muamele yapamaz.
8. Bu ismin zikrine devam eden, helal olmayan yolarda koşan haram işlerle uğraşan ve şehvetine mağlup olan bir kimse ise, şehveti söner, nefsani duygularının baskılarından kurtulur, harama ait aşırı duyguları ortadan kalkar.