Esma'ül Hüsna ile ilgili en detaylı bilgi kaynağı…
EL-HALÎM: Yarattıklarına son derece yumuşak muamele eden. Affı, bağışlaması ve müsamahası sınırsız, kullarına daima yumuşak huylu ve hoşgörülü davranan…
“Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah, her bakımdan sınırsız zengindir, Halîm’dir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir).”(Bakara, 2:263)
“İki topluluğun karşılaştığı gün, içinizden yüz çevirip kaçanları, şeytan ancak yaptıkları bazı hatalardan dolayı yoldan kaydırmak istemişti. Ama yine de Allah onları affetti. Kuşkusuz Allah çok bağışlayandır, Halîm’dir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir).”(âl-i İm-ran, 3:155)
“Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan herkes O’nu teşbih eder. O’nu övgü ile teşbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki siz, onların teşbihini anlamazsınız. O, Halîmdir, bağışlayıcıdır.”(İsra, 17:44)
“Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri, yok olup gitmesinler diye (kurduğu düzende) tutuyor. Andolsun, eğer onlar (yörüngelerinden sapıp) yok olur giderlerse, O’ndan başka hiç kimse onları tutamaz. Şüphesiz O, Halîm’dir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir), çok bağışlayandır.”(Fâtır, 35:41)
Affı, bağışlaması, rahmeti ve merhameti sınırsız olan, sürekli affeden ve affetmekten bıkıp usanmayan yüce Allah (c.c), kullarına karşı son derece yumuşak huylu davranmaktadır ki, böyle yapıyor. Karar vermekte acele etmiyor, bizim gibi sabırsız davranmıyor, hataları ve günahları hemen anında değerlendirip cezalandırmıyor. Bekliyor ve istiyor ki, kulları yaptıklarının ne olduğunun farkına varsın, cürüm ve suçunun büyüklüğünü ve bunu kime karşı yaptığını anlasın, tövbe etsin ve desin ki:
“Allah’ım! Biliyorum ki, benim yaptığım hatadır, günahtır; sana karşı bir edepsizlik ve terbiyesizliktir.. Ama ne yapayım kİ, irademin sigortası attı, bunaldım ve bir anlık gaflete düşüp bunu yaptım.. Ama yine biliyorum ki, senin affın ve merhametin benim cürüm ve günahlarımdan çok, rahmetin geniştir, onu hiçbir şey geçemez; binaenaleyh, beni bağışla…”
“Ben düştüm, çamura battım, isyan ettim, hata ettim, günah işledim, elimi, ayağımı, dilimi, dudağımı, zehirli meyvelerin dikenleri ile kanattım.. Aslında yaptığımdan da pişmanım, daha tadı damağımda iken içimde zehrini hissettim; meğer benim bal sandığım zehirmiş., babamız Adem (a.s) gibi, “şuna dokunmayın..” dediğin halde, ben ona dokundum, şeytana ve nefsime uydum.. Fakat bir kurtuluş yolu olarak yine sana geldim, kapının önündeyim, lütfen beni içeri al ve rahmetinle, merhametinle yargılayıp bağışla..”
Zira, yüce Rabbimiz Kuran-ı Keriminde buyuruyor ki:
“Kim bir kötülük yapar yahut nefsine zulmeder de lonra Allah’tan mağfiret dilerse, Allah’ı çok yargılayıcı ve esirgeyici bulacaktır.”(Nisa, 4:110)
Sadece bu kadar değil, daha bunun gibi nice ayetlerle kendisinin ne kadar büyük bir rahmet ve mağfiret sahibi olduğunu ve ne kadar bağışlayıcı olduğunu bize anlatıyor…,
Onu en iyi tanıyanlardan biri ve beiki de birincisi olan Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) de, bu konuda bizi ümitlendiren ve yeniden ona döndüren bir sürü beyanlarda bulunmaktadır. Bunları ilgili Esmalarını açıklarken göreceğiz. Fakat hiç değinmeden geçmeye de gönlümüz elvermediği için sadece, Peygamberimizin bizim için yüce Allah’a nasıl ağlayarak yalvardığını ve Rabbimizin ona ne söz verdiğini anlatan bir hadisi-i şerifini nakledelim:
Abdullah İbnu Amr İbnü’l-As (r.a) anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.v) (Hz. İbrahim’in duası olan):
“Ey Rabbim şüphesiz ki o putlar insanlardan pek çoğunu saptırmıştır. Kim bana uyarsa muhakkak ki o ben-dendir. Kim de emirlerime karşı gelirse, şüphesiz ki sen çok bağışlayıcı, çok merhamet edicisin.” (İbrahim, 14:36) mealindeki ayeti ile, Hz. İsa’nın duası olan:
“Eğer onlara azap edersen onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, elbette sen dilediğini yapmaya kadirsin ye sen her şeyi hikmetle yaparsın”(Maide, 5:118) mealindeki ayeti okudu ve ellerini kaldırıp şöyle yalvardı:
“Allah’ım! Ümmetimi (mağfiret et: bağışla), ümmetimi (mağfiretet!)” ve ağladı. Allah Teâlâ Hazretleri:
“Ey Cibril, Muhammed’e git! -Rabbin bildiği halde- niye ağladığını sor!” diye emretti. Cebrail (a.s), O’na gelip niye ağladığını sordu. (Rab Teâlâ’ya dönüp Muhammed’in) ne söylediğini -O çok iyi bildiği halde- haber verdi. Bunun üzerine Allah Teâlâ Hazretleri:
“Ey Cebrail! Muhammed’e git ve ona söyle ki: “Biz seni ümmetin hususunda razı edeceğiz, asla kederlendirmeyeceğiz.”22
Dikkât edilirse, açık bir ayrım yok ve ifade geneldir. Ümit edelim ve dua da edelim ki, bizleri de bu dairenin içine alsın ve Peygamberimize bağışladığı, bizimle onu mahcup etmediği kullarından eylesin…
Hiddetli ve gazaplı bir kimsenin yanında bulunup onun gazabından korkan bir kimse, bu adı andığı takdirde, o hiddetli kimsenin hemen sakinleştiği görülür.
Ayın gökyüzünde görüldüğü şerefli bir saatinde, bu adı temiz bir kâğıda bir kare çizerek içine yazıp, bu kâğıda üzerinde taşıyan kimsenin ahlakı güzelleşir ve kendisi rahat ve huzura kavuşur.
Bu ad da Hak Teâla’nın yüce adlarından biridir ki, kıymetini sadece bilgin ve salih kimseler bilir.
Bu adın sayı kıymeti 88 olup, çiftin çifti ve tekdir. Parçaları da 93 fazladır. Ve Cenabı Hakk’ın yüce adı (Eman)ın bir işaretidir.
Bu ad Peygamberimiz (sav) Efendimize de izafe edilir. Bunun sebebi şudur; Resullulah Efendimiz ümmetinin günahlarının affı için, Hak Teâla’ya şöyle niyazda bulundu;
“-Allah’ım Ümmetimin suçların af ve mağfiretine mazhar et. Çünkü onlar cahildirler. Hiç bir şey bilmiyorlar.” Bu suretle onun adının sayıca kıymeti olan bu adı işaret ediyor. Bu adın harflerinin adı 183’dür. B uda yine Hak Teâla’nın (Macid-Mubki) adlarına işarettir.
Bu dörtlü vıfkın şekli aşağıda görülmektedir.
EL-HALÎM isminin zikri (88) adettir. Zikir saati Zühal; günü Cumartesi’dir.
Cumartesi Zühal saati, güneş doğarken yani 01.00 ve İkindi namazı sonrası saat 08.00 dir. Gece okumalarında ise saat 06.00 yani tam gece yarısı. Bu saatlerde okunabilir.
El-Halim ismi, özellikleri çok olan ve ümidi tükenmek üzere olanlara göre çok şey ifade eden bir isim-i ilahidir. Bundan daha çok istifadeye müsait olanlar, aşağıda verilen bilgiler doğrultusunda hareket ederlerse, çok istifade eder ve hayata yeniden başlama imkanına bile sahip olabilirler. Bitip tükendiğini, hiçbir şey yapmaya gücünün kalmadığını sanıp ümitsizlik karanlığına düşenler veya düşmeye meyledenler, bu isme sıkıca sarılıp bundan kurtulabilirler. Zira, Allah’ın engin rahmetini ve şefkatini bilmeyenler, kullarına bakışını anlamayanlar bu duruma düşebilirler.
Hemen belirtelim ki, Allah’ın Halim isminden istifadeye en çok hakkı olan, eksikleri kusurlarıyla beraber yine ona dosdoğru inanıp iman edenler ve özellikle de Müslüman olanlardır…
Bir şeyi de hatırlatmakta yarar var ki: Allah (c.c), tamamen hilm ve müsamahadan ibaret değildir. Halim olduğu kadar, Aziz ve Cebbar, şeref ve onur sahibi, güçlü ve istediğini zorla yaptıran; bağışlayıcı olduğu kadar da Müntakim (İntikam alıcı); azabı pek şiddetli olandır. Bunların bir kısmını yerinde gördük, bir kısmını da göreceğiz…
Bu konuyu daha fazla uzatmak ve daha derin işlemek mümkün. Ancak hem kapasitemiz açısından hem de bu kitabın amacı açısından fazla uzatmak yerine, kısa kesip bu ismin diğer özelliklerine ve faydalarına geçiyoruz:
1. EL-HALİM ismi, usulüne uygun olarak okunursa, çok serkeş, haylaz, huysuz ve yaramazları, yavaş ve uyumlu hale getirir.
2. Hayırsız koca ve yaramaz kadın (eşi) üzerine okunur. Herkes kendince çekilmez veya katlanması güç olarak bulduğu kişilerin üzerine bu ismi bolca okuyup üfleyebilirler.
3. Hz. Musa (a.s)’ın, şerrinden korktuğu Firavun’un yanına her gidişinde, “YÂ HALİM” ismini çokça okuduğu nakledilmektedir.
4. Bir işte veya bir makamda idareci olan bir kimse, her gün 88 defa bu ismi zikrederse, öfkesinden ve gazabından kurtulup sükunet bulur, idareciliğine devam eder ve rahata kavuşur.
5. Öfkeli, sinirli ve asabi kimseler, öfkelendikleri anda (88) defa “YÂ HALİM” diye zikrederse derhal öfkesi geçer ve sakinleşir. [Defalarca tecrübe edilmiştir.]
6. Gülsuyu ile ezilip mürekkep haline getirilmiş safran ile yazılıp bir iş yerine veya ekili bir araziye serpilirse bereket hasıl olur. Eğer gemiye veya başka bir araca serpilirse, gemi batmaktan, araç kazadan korunur. Eve serpilse her türlü şer ve beladan emin olur.
7. Mahkemede hakimin zulüm ve haksızlık yapmasından korkulursa, mahkemeye girerken (88) defa zikredip girilirse, hakimin hiddet ve öfkesinden ve haksızlık yapmasından emin olunur.
8. Geceleri ağlayan, uyku uyumayan bir çocuğun üzerine (88) defa okunup üflenerek üç veya yedi gece devam edilirse, çocuk huysuzluk yapmadan uyur, güzel ahlaklı, halim ve selim bir şekilde de yetişir.
Kısacası, bu mübarek isim, gerek insanın kendisini, gerek düşmanlarını, gerekse aile ve çocuklarını sakinleştirip, faydalı hale getirmek ve ıslah etmek için çok faydalıdır.