El – Gaffar

gaffar

EL-GAFFÂR: Kullarının hatalarını ve günahlarını sürekli ve tekrar tekrar, çokça affedip bağışlayan. Affetmesinin bir özelliği olarak, kulunun işlediği günahları kendisine unutturan anlamına geldiği de kaydedilmektedir.

Hiç şüphe yok ki, onlarca ayet ve yüzlerce hadiste, yüce Allah’ın kullarına karşı çok merhametli ve çok bağışlayıcı olduğu hatırlatılmaktadır. Hatta bir ayette, tevbe eden kullarından az-çok, küçük-büyük, eski-yeni diye, hiçbir ayrım yapmadan her türlü günahı bağışlayacağı bildirilmekte ve şöyle buyurulmaktadır:

“De ki: “Ey öz benlikleri aleyhine sınırı aşan/aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Allah, günahları tümden affeder. Çünkü O, mutlak Gafur, mutlak Rahim’dir.”(Zümer, 39:53)

Sayabildiğimiz kadarıyla 50 ayette yüce Allah Gafûr olduğunu açıklayıp, kullarına tevbe etmesi için fırsat verip zaman tanıyor. Bunların kimi “Rahim” yani kullarına karşı çok şefkatli ve merhametli ismiyle, kimileri “Halim”13 yani kullarına çok yumuşak davranır ismiyle, kimileri “Afüvv”14 çokça affeden ismiyle, kimisi “Şekûr”15 yani çok şükredeni bilen, iyiliğe karşılık veren ismiyle, birkaçı “Aziz”16 ismiyle, bir tanesi “Vedûd”17 itaatkar kullarını çok seven ismiyle ve kimisi de direkt olarak zikredilmektedir. Mesela:

“Şüphe yok ki ben, tövbe edip inanan ve salih ameller işleyen, sonra da doğru yol üzere devam eden kimse için son derece affediciyim(Tâhâ, 20:82)

“Haber ver kutlarıma: Hiç kuşkusuz benim, evet benim, Gafûr ve Rahîm (Çok bağışlayan ve çok merhamet eden).”(Hicr, 15:49)

“Yerin içine gireni, oradan çıkanı, gökten ineni, oraya yükseleni o bilir. Rahîm’dir O, Gafûr’dur.” (Sebe, 34:2) “Dedim ki: ‘Rabbinizden bağışlama dileyin; çünkü O, çok bağışlayıcıdır.”( Nuh, 71:10)

Şimdi, kullarına böylesine sevgi ve şefkatle bakıp, merhamet gösteren ve yaptıkları hatalardan, işledikleri günahlardan dolayı hemen onları yargılayıp cezalandırmak yerine affı, bağışlamayı tercih eden, yani temsilde hata olmasın adeta bize gülüp geçen sonsuz kerem sahibi, yüce Rabbimize ne kadar şükretsekaz değil midir? İşlediğimiz günahlarla Ona isyan ettiğimiz halde, tevbe edip hatalarımızdan dönmemek ve bağışladığı için şükredip kapısında kul-köle olmamak mümkün müdür? Ancak biz, pek çoğumuz itibariyle, Ondan kaçmayı ve verdiklerine şükretmek yerine vermedikleri ile yargılamayı tercih ediyoruz. İşler yolunda giderken şükrediyor, ters gitmeye başlayınca unutuveriyoruz. Oysa her iki halde de en çok hatırlamamız gereken O’dur.

Ne olursa olsun, yine de hepimiz Onun bağışlamasına, şefkat ve merhametine muhtacız, hiçbirimiz kendimizi onun rahmet ve mağfiretinden ötede göremeyiz. Kullarına haber verip “benim rahmetimden ümit kesmesinler” diye bildirdiği halde bu rahmetten istifade etmemek de büyük bir talihsizliktir.

Cenab-ı Hakkın, rahmeti engin ve mağfireti sonsuzdur. Affedici ve bağışlayıcıdır; yaptıklarını da başımıza kakmayan, severek yapan ve kendisine doğru yöneldiğimizde bizi şefkatli bir anne gibi kucaklayıp bağrına basan, bir adım attığımızda bize yürüyerek gelen, yürüdüğümüz zaman koşarak gelendir. Öyleyse hep beraber Ona koşup, yardımını dilemeli ve rahmetinden istifade etmeliyiz.

El Gaffar adı da Cenabı Allah’ın güzel ve yüce bir adıdır. Bu ad kalplerdeki hiddet ve gazabı yatıştırıcı bir kuvvet taşır. Nefsi terbiye eder. Bu adın hizmet meleğinin adı (Ceriyâil) dir. Onun da emri altında 4 komutan meleği vardır. Bu dört melek ayrı ayrı 1281 meleğe komuta ederler. Bu 1281 meleği her birinin emrinde de 1281 er melaike bulunmaktadır. Bu meleklerin hepsi bir anda yayılıp genişlemek için hazır bir durumdadırlar. Ve yine hepsi de Allah tarafından bilgilendirilmektedirler. Bu meleklerle, diğer melekleri birbirinden ayıran 1000 Nur ve 1000 karanlık perdesi vardır.

El Gaffar adını sürekli anan kimselere, adın hizmet meleği inerek, hilmi (yumuşak huyu), bilgiyi, riyazat gücünü, hiddet ve gazabı sakinleştirmeyi ve buna ait gücü verir. Eğer çağrıyı yapan kimse kötüye yönelmişse, o zaman bu melek Allahın emri ve izni ile o kimsenin nefsini değiştirir ve onu huzur ve sükun verir. Böyle bir kimseye, kötü bir yöne kapılmaması için hizmet meleği aracılığı ile nefsi değiştirilerek, doğru yol gösterilir. Bu suretle Gaffar adını çokça anan bir kimse en olgun bir mertebeye ulaşmış olur. Bu adın melikleri ile gazap melekleri arasında Bin Nur Perdesi ve 1000 de zulmet (karanlık) perdesi vardır.

Bu adı sürekli anmak suretiyle, hizmet meleğini davet etmiş olursunuz. Meleğin inişi sizin için büyük bir nimettir. Çünkü o, bu gelişinde sizin nefsinize yumuşaklığı, bilgi ve riyazatı, hiddet ve gazabı sükûnete döndürecek gücü vermiş olacaktır.

İşte bu adı devamlı zikretmek, sizi bu mertebelere kadar çıkarır. Bu d a sizin için Cenab-ı Hak tarafından verilmiş bir armağandır.

Bu meleğin, riyazet hücresine inmesi, o kimse için büyük bir kısmet sayılır. Eğer bu kimse, Meleğin bu gelişinden faydalanmaz, ona görmemezliğe gelirse ve zikrine devam ederse, o zaman bu melek ve yanındaki yardımcıları, artık onun emrine girerler ve kendisine hizmet ederler ve o kimse, Allah tarafından da Meleklerden daha üstün tutulur. Bu durum bir kul için ulaşılması en yüksek bir mevkidir.

Ey azametli Allahım! Senin kullarına yaptığın bu ihsanların önüne kimse geçemez. Sen affedicisin. Senin yasakladıkların şeyleri hiç kimse işleyemez.

Duanın okunuşu:

“Allahümme Ya Gaffar entel mübdiü celailül niamiye izamüha, ve entel münşiü dekaikül sevbi ve rekaikuha, ve entel müsbilü niamike ala küllil halkı, ve entel mütasarrifü fima hakemte, fe ni’mel mevcüd, ve ni’mel hüküm, testürül üyub ve tekşifül kürub ve tuzhirü min beynihima el şüruki vel gurub. Entel Gafir el Gaffar, El Gafur, lima ebdeytehü ya men kahrike ve entel alimül alimi bima eknentehü fi zavahiri lütfike ve bima ahfeytehü fi damairi suduri ehli hüccetike, Es elüke bi kudreti-kel kadimetü ve bi kuvvetikel kavimetü en terzukani ve reddi afvüke yevmel mahşeri ve halavetü mağfiretüke yevme zuhurül hemmi vel hüzni ve-ssüruri. Allahümme sebbitni ala devamil belliyat, li inkişaf nurike inneke ente-Allahü-nnûr ve şafissudûri ya Gaffar…”

İçinde bulunduğu aylardan herhangi birisinin son gecesinde, bu adı kare biçiminde kurşun bir levhaya bu adı yapı, diliyle de kıymeti kadar ki sayıda zikreder ve bu levhayı üzerinde taşırsa, kendisine düşmanlık eder zalimlerin gözleri görmez olur.

Eğer bu kimse doğru ve cezbe sahibi ise, bu adı anarak diğer insanların gözlerine görünmez olur. Bu adın vıfkını savaşlarda tehlikeli anlarda taşıyan kimseleri de her türlü tehlikeden korur. Eğer Cenabı Hakk’ın sevmediği gizli işleri saklamak ve örtmek istiyorsa ve bunu başaramıyorsa, bu adı anarak tövbe edip, Allah’a sığınan kimseyi Allah Gaffar adıyla af eder.

Bu adın sayıca kıymeti 136’dır. Bu sayı yetişilmesi çok zor bir sayıdır. Bu da Allah’tan başka kimseler için malum değildir. Harflerin adları 1453’tür ki, Hak Teâla’nın iki yüce adı olan (Mukit-Kabiz) in işaretidir. Vıfkı aşağıdaki şekildedir.

gaffar_vefk

El-Gaffâr isminin Ebced değeri (1281); zikir saati Zühre, Cuma’dır. Cuma günü güneş doğarken ve ikindi namazı sonrası, gece okumalarında Yatsı namazına doğru ve gecenin tam yarısında okunması tavsiye edilmektedir.

  1. EL-ĞAFFÂR isminin zikrine devam eden kimseyi, yüce Allah himayesi altına alır, devlet veya amirleri tarafından yapılabilecek zulümden, zorba ve zalimlerin şerrinden korur.
  2. Bu ismi zikreden kimse, Allah’a sığındığı için, Onun himayesine girer. Bu vesileyle o kişinin başına gelebilecek her tülü kaza ve bela kapılarını kapatır, günahlara karşı korur.
  3. Ayrıca, o kimseye günahlarından tevbe etmesi için fırsat ve imkan tanır. Kendi korku ve sevgisini o kulunun kalbine yerleştirir.
  4. Kavga edenlere karşı EL-GAFFAR ismini, YÂ ĞAFFÂR” şeklinde okuyup üflemek, kavgayı durdurur ve sakinlik getirir.
  5. Bağışlanmak isteyenler Cuma günü 100 defa, rızkın¬da bereket, mal ve evladında hayır isteyenlerse her gün, 70 defa okuyup arkasından “estağfirullâhe innehü kâne ğaffârâ”diye dua etmelidir.
  6. Bilhassa sıkıntılı ve üzüntülü hallerde çekilen istiğfar¬lar yani bu ismin sığınma şekli olan “estağfirullahe’l-azim ve etübü ileyh” cümlesi, insanı rahatlatır ve huzura kavuş¬turur. Çünkü ruhun yer çekimi olan günahlar, ruhu yıprat¬tığı, yırtıp kanattığı için acı verir ve üzer. Bunun tedavisi de ancak dua ve istiğfardır.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v), her gün 70 kere tevbe- istiğfar ederek, yüce Allah’a teveccüh edermiş. Biliyoruz ki, bunu da hiçbir karşılık beklemeden sırf onunla birlikte olmak adına yapıyordu. Hayatı boyunca da vefatında bunun karşılığını gördüğüne ve daha da göreceğine inanıyoruz. O halde bizler de bu mübarek isimin kanatları altına girip yerden ve gökten ne zaman ve nasıl geleceği belli olma¬yan bizi sarıp kuşatan hata ve günahlardan, bela ve musibetlerden, şeytan ve cinlerin şerrinden korunmak için Allah’a sığınalım..

Diğer Esmaül Hüsna Açıklamaları

El – Gafur

El – Ganiyy

error: emeğe saygı lütfen !!