Esma'ül Hüsna ile ilgili en detaylı bilgi kaynağı…
EL-AFÜVV: Kullarının, kendisine karşı işlemiş oldukları pek çok suç ve günahlarını lütuf ve merhametiyle çokça affeden.
“Sonra bunun ardından şükredesiniz diye sizi atfetmiştik.” (Bakara, 2:52)
“Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bitinceye kadar, bir de -yolcu olmanız durumu müstesna- cünüp iken yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya yolculukta bulunursanız, veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince ya da eşlerinizle cinsel ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa yönelip, (niyet ederek onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz Allah, çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.”(Nisa, 4:43)
“Umulur ki, Allah bu kimseleri affeder. Çünkü Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.”(Nisa, 4:99)
“Bir hayrı açıklar veya gizlerseniz, yahut bir kötülüğü affederseniz (bilin ki), Allah da çok affedicidir, her şeye hakkıyla gücü yetendir.”(Nisa, 4:149)
Aşağıdaki ayetlerde de açıkça görüleceği gibi yüce Allah, insanları yaptıkları yüzünden hemen hesaba çekme- yip merhametiyle bağışlıyor ve hata ile işlediklerinin çoğunu samimi kullarından affediyor. İçten ve samimi olarak ihlasla tevbe edenlerin tevbesini, özür dileyenlerin özrünü kabul ediyor ve günahtan hemen sonra tevbe etmeyi de teşvik ediyor:
“Bir hayrı açıklar ya da gizli tutarsanız veya bir kötülüğü bağışlarsanız, şüphesiz Allah, affedicidir, güç yetirendir.”(Nisa Suresi, 4:149)
“Allah’ın (kabulünü) üzerine aldığı tevbe, ancak cehalet nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerinkidir. İşte Allah, böylelerinin tev- belerini kabul eder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.” (Nisa Suresi, 4:17)
Cenab-ı Hak, kullarının kusurları ve günahları yüzünden hemen onları hesaba çekip gırtlağına sarılmıyor. Sabrediyor ve affediyor. Çünkü 0 (c.c), bilemeyeceğimiz ve hesap edemeyeceğimiz kadar sabırlı ve çok çok affedicidir. Eğer aksi olsaydı, şimdiye kadar ne yeryüzünde ne de gökyüzünde nefes alan bir tek canlı kalmazdı.! İşte ayetler: “Eğer Allah, insanları, kazandıkları yüzünden hesaba çekiverseydi, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Ne var ki, onları belirli bir süreye kadar, ecelleri gelinceye kadar erteliyor. Allah, kullarını iyice görmektedir.” (Fâtır, 35:45)
Affetmek, bir suç ve günahın karşılığıdır. Affedilmek içinse yaptığı işin hata olduğunu anlayıp gerekli merciden özür dilemek gerekir. Karşı taraf ister affeder, ister etmez, ona kalmıştır. Genellikle insanlar affetttiklerini söyleseler bile içlerinde daima kusur işleyip af dileyene karşı, bir kırıklık ve bir iz daima gönülde kalır. Bu yüzden de tekrar yapabilir diye o kişiye tedbir olarak bir soru işareti konur ve sürekli dikkatli olmaya da özen gösterilir. Çünkü güvenimizi kaybetmiştir.
Eğer bu kusur ve hatayı insanlara karşı değil de Allah’a karşı yapmışsak yapılacak şey yine gidip özür dilemek ve tevbe etmektir. Ama Allah (c.c), insanlar gibi olmadığını bize sürekli hatırlatmış ve affedici olduğunu da göstermiştir. Üstelik O’nun yanında günah ve kusur sayılan hatalarımızı yüzümüze vurmadan.. Bazen hatalar genel oluyor ve bu da zamanla cezalandırılıyor. Çünkü umumun hakkı var ve kul hakkı olan konuların çoğu bu dünyada cezalandırılırken gerçek cezasını âhirete bırakmak kaydıyla, hakkı yenenlerin yüreğindeki ateşi söndürme adına küçük cezalar veriliyor:
“Size gelip çatan her musibet kendi ellerinizin kazandığı yüzündendir. Kaldı ki Allah çoğunu da affediyor.”(Şûra, 42:30)
Cenab-ı Hakkın, kullarına olan teveccühü daima affedici ve bağışlayıcı, daima rahmet, merhamet ve şefkatle bir şekilde olmuştur. O’nun affı ve mağfireti sonsuz; rahmeti ve merhameti sürekli, şefkati ve re’feti içtendir.
Bu yüce adın vekili ve hizmet meleği Hz. (Hadyâil)dir. Emrinde 4 komutan melek bulunmaktadır ki, bu dört meleğin her- biri de (156) şar diziden meydana gelen (156) şar meleğe komuta etmektedirler.Bu adı sıkça anan kimselere, adın meleği inerek, o kimsenin isteğini yerine getirir.
Duanın okunuşu:
“Yâ Afüv! Entellezi keşefte an ahbabikel kesrete, ve entellezi ezelte an tullabi cenâbikel mubıkati vel üsreti, ve entellezi nevverte basairühüm min hini ihracüzzerreti, leke! hamdü vessenâü vel cüdü vel bakâii. Es’elüke Allahümme’ bi halaili niamike ve ceryani kalemike ve meknünati dekâiki rakamüke en temhuni bike, ve ne tahyini leke, vela tehuceni li ahadin gayrüke fi berrike ve bahrike, ve en terzukani bakâen âcilen ve fikren âlimen, ve ilmen nâfian inneke entel azizül hakimü…”
Bu parlak bir güzelliği olan aydın adı çokça anan kimseleri, Hak Teala en güzel ahlaki sıfatlarla süsler ve o kimselerin küçük kusurlarını da affeder.
Bir suç işleyerek, bir hakimin huzuruna çıkan bir kimse, alacağı cezadan korkarak, bu adı anarsa, cezadan kolayca kurtulur.
(Yusuf) adlı kimselere bu adın büyük bir yararı vardır.
Allah’ın yüce adlarından olan (Gafur-Elgafer El Afüv) adları, ki bunlar manaca da birbirlerine yakındırla-Bu adları, zorlu işlerden dolayı acı çeken kimseler, çokça anarlarsa bu çektikleri acıları duymaz olurlar.
Bu adlar özellikle dünyada ve ahirette çekilecek açıları hafifletmek için anılırsa, bunlardan kurtulunmuş olur. Allah’ın şu hikmetine bakın ki, bu yüce adlarda bu gizlilikleri saklı tutmuş veabid kullarının bu adlardan yararlanmasını sağlamıştır. Hicri 615 yılında ölen Müntahab adlı kitabın yazarı Şeyh Şehabeddin bu adı şöyle tavsif ediyor. “Bu adı çokça anan kimseler korku nedir bilmedikleri gibi yapdıkları ve yapacağı işleride hiç çekinmeden ve korkmadan yaparlar. Bu kimseler ömürleri boyunca da zamanlarının olaylarından etkilenmezler.”
Bu adın sayıca kıymeti 156’dır. Bu sayıların birincis lafzı, sayı tek ve parçası 301 fazladır. Ve Allah’ın iki yüce adı olan (Asım- Fasıl) adlarına işarettir. Rakami sayıda, çiftin çifti tekdir. Parçası 326 fazladır. Bu sayıda yine Hak Teala’nın herkesin dilinde olan ünlü bir sözü olan; Kün Fe Yekûn ayetinin işaretidir. Harflerinin adı 225’dir. Ve yine Allah’ın (İlah-Vahid) ulu adlarının bir işaretidir. Bu adın vıfkını Yusuf peygamberin maceralarından zevk duyan kimseler bu adın vıfkımn kadir ve kıymetini takdir ederler.
Bu vıfk aşağıda görülmektedir.
EL-AFÜVV isminin zikri (156) adettir. Zikrin saati Güneş; günü Pazar’dır.
Sabah erken gün doğarken ve ikindi sonrası okunabilir. Gece okuma saati yok.
1. Belirtilen gün ve saatte bu ismin zikriyle meşgul olan kimsenin kusur ve günahları bağışlanır, kalbi nurlarla dolar. Kişi, nefsanî arzu ve isteklerden vazgeçer; gönlü huzur ve mutlulukla dolar, içi ferahlar..
2. Her gün (156) defa zikredenlere rıza kapısı açılır.
3. Her şeyden huylanan ve şüphe ve vesveseye tutulan bir kimse bu ismi her gün (156) kere okumaya devam etse, vesveseden kurtulur.